gdh'de ara...

Ukrayna-Rusya Savaşı'nda fark yaratan faktör: Gerçek zamanlı istihbarat

Rusya’nın 24 Şubat’ta başlayan Ukrayna’yı işgal girişimi, Zelensky yönetimini devirmek ve liman kenti Odessa’yı ele geçirmek gibi ana hedeflerinden uzaklaşarak, Donbas bölgesinin tamamını ele geçirerek Azak Denizi etrafında tam hakimiyet sağlamak gibi daha kısıtlı bir amaçlara yöneldi. Maksimalist hedeflerini gerçekleştirmesinin mümkün olmadığı gerçeği ile barışan Rusya artık müzakere masasına eli kuvvetli bir şekilde oturmaya odaklandı.Masada avantajını da müzakere edebileceği toprak parçasının büyüklüğü ile temin etme niyetinde.

1. resim
28.04.2022

Ancak Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un da 25 Nisan’da itiraf etmek zorunda kaldığı gibi gerek Ukrayna, gerekse ona en büyük desteği temin eden ABD ve İngiltere, kısa vadede sağlanacak bir barış ile ilgilenmiyor. Ukrayna ordusunun son 5 yılda aldığı eğitimin hakkını verdiğini gören Zelensky yönetimi ile ABD-İngiltere-Polonya ittifakının hedefi artık Rusya’yı Donbas bölgesi ve Kırım’dan tamamen çıkarmak.

Ukrayna’ya Nisan ayının ikinci haftasından itibaren NATO ülkeleri tarafından temin edilen silahların tip ve sayıları, Ukrayna ordusu için savunma savaşının sona erdiğini, artık saldırı vaktinin yaklaştığına işaret ediyor. Nitekim Nisan ayının son haftasında Ukrayna ordusunun SİHA ve füze saldırıları ile Rusya topraklarındaki akaryakıt ve mühimmat depolarını vurmaya başlaması bu yeni aşamanın işaretleri.

Peki Ukrayna saldırı hazırlığı yaparken yalnızca kendisine sağlanan silahlara mı güveniyor? 24 Şubat’ta işgal başladığında uluslararası kamuoyundaki beklenti 1 hafta bile sürmeyecek bir askeri operasyon neticesinde Ukrayna’nın beyaz bayrağı çekeceği yönündeydi. Hatta Almanya hükümeti kendilerinden yardım isteyen Ukrayna Büyükelçisi’ne “Zaten savaşı kaybedeceksiniz size neden yardım edelim?” mealinde bir karşılık da verebilmişti. Ancak günler geçtikçe Ukrayna ordusunun, anti-tank füzeleri başta olmak üzere yüksek teknolojiye sahip silah sistemleri ile gayri nizami harp anlayışını gerçek zamanlı istihbaratla destekleyerek hibrit bir savaş metodu geliştirdiği anlaşıldı. Bu metodun mimarı ise hiç şüphesiz İngiltere ve ABD ordularıydı.

Bu hibrit savaş metodunun Almanya ve Fransa’ya dahi haber verilmeden inşa edildiği de aşikardı. Bu stratejinin en önemli ayağını ise “Gerçek Zamanlı ya da Gerçek Zamana Yakın İstihbarat” oluşturuyordu. Yani ABD ve İngiltere gerek uydularından, gerek bölgeye gönderdikleri insanlı ve insansız hava araçlarından elde ettikleri bilgileri ve Rusya’nın sivil-askeri iletişimini izleyerek topladıkları verileri olağanüstü bir hızla analiz ederek Ukrayna ordusuna aktarmaktaydılar. Keza Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki de 3 Mart’taki günlük basın brifinginde ABD’nin Ukrayna’ya gerçek zamanlı istihbarat temin ettiğini açıkladı. İngiltere ise her sabah Rus ordusunun sahadaki durumuna dair sosyal medya bülteni yayınlayarak sahip oldukları istihbaratı sergilemekten de çekinmedi.  Peki gerçek zamanlı istihbarat kullanımı savaşın seyrinde ne derece etkili oldu? 

Henüz işgalin açılış hamlesinde Rus füze saldırılarının zamanı ve hedeflerine dair Ukrayna’ya bilgi veren ABD, Ukrayna hava savunma sistemleri ile uçak ve helikopterlerinin bir kısmının zarar görmemesini sağladı. Gerçek ya da gerçek zamana yakın istihbarat bilgilerinin önemli rol oynadığı bir başka an ise Kiev’in kuzeyindeki Hostomel Havaalanı için verilen muharebede yaşandı. Ukrayna yine ABD tarafından temin edilen istihbaratla bölgeye yaklaşan ve Rus paraşütçü komandoları taşıyan bir uçağı düşürdü. Bu askerlerin kaybı Rus ordusunun Kiev’e yönelik ileri hareketinin henüz savaşın başında ivme kaybetmesine yol açtı. 

İlerleyen günlerde ABD istihbarat kaynakları Rus ordusunun zırhlı birliklerinin tüm ileri hareketlerini gerçek zamanlı olarak Ukrayna ordusuna iletmeye devam etti. Ukrayna topçusu bu bilgilerle Rus zırhlı araç konvoylarına karşı ölümcül saldırılar düzenledi. Anti-tank silahları taşıyan personel neredeyse her Rus konvoyuna karşı doğru zamanda doğru yerde oldu, silahlarını daha yüksek verimle kullandılar. Hatta uydulardan gelen verileri kullanarak elde edilen istihbarat sayesinde Ukrayna ordusu kolay kolay akla gelmeyecek yöntemlere de başvurdu. 6 Mart’ta Rus donanmasına bağlı Vasily Bykov karakol gemisinin, çok namlulu roket atar sisteminden fırlatılan Grad tipi roketlerle vurulduğu ve aldığı hasar sonucu Odesa açıklarından çekilmek zorunda kaldığı iddia edildi. Savaş gemisi vurmak için alışılmadık bu yöntemin etkili olabilmesi için uydudan elde edilmiş konum bilgisi hayati önem taşıyordu. 

Gerçek zamanlı istihbarat ve Ukrayna konusunu ele alırken Twitter’ı satın alarak uluslararası basının ilgi odağı haline gelen Elon Musk’ın Starlink uydu sistemi ile verdiği desteğe de parantez açmak lazım. Ukrayna’nın internet sistemini kullanmaya devam edebilmesi için Musk, saniyede 200 megabit veri transferi hızına ulaşabilen çok sayıda cihazı Ukrayna’ya gönderdi. Ukrayna bu sistemler sayesinde Polonya üzerinden Starlink’in yaklaşık 2 bin adet alçak irtifa uydusuna ulaşarak kesintisiz iletişime devam etti

Gerçek zamanlı ya da gerçek zamana yakın istihbarata ulaşmanın önemi, Ukrayna’daki savaş bittiğinde hiç şüphesiz daha detaylı şekilde analiz edilecektir. Ancak şunu da unutmamak lazım ki her savaşta bu nitelikte istihbarat sağlayacak bir müttefik bulmak mümkün değildir, bulunsa bile bunun da bir bedeli olacaktır. 15 Ocak 2023 tarihi bu bakımdan Türkiye için bir dönüm noktası teşkil edecek. Bu tarihte Türkiye’nin ilk kez metrealtı çözünürlüğe sahip elektro-optik uydu kamerası ile donatılmış Türkiye’nin ilk yerli gözlem uydusu “İMECE” yörüngeye fırlatılacak. Sivil ve askeri amaçlarla kullanılabilecek “İMECE” yerden 680 kilometre yüksekte görev yapacak. Sağlayacağı yüksek çözünürlüklü görüntülerle hizmette kalacağı 5 yıllık sürede Türkiye’nin bölgesindeki gelişmelerden anında haberdar olmasında önemli rol oynayacak. İstihbaratta gerçek ya da gerçek zamana yakın bilgi edinmenin önemi İHA teknolojisinde olduğu gibi yakın gelecekte Türkiye’yi uydu teknolojisinde de atılımlara yöneltecek.