gdh'de ara...

Türkiye bölgesel bir güç olarak konumunu sağlamlaştırdı

Erdoğan kozlarını ustaca oynuyor. Aslında, bugünün jeopolitik gerilimlerini onun kadar etkili bir şekilde kendi lehlerine kullanmayı başaran çok az lider var. Özellikle Putin ile Batı'ya rağmen yaptığı işbirliği, oyunun kurallarını kendi lehine yeniden yazmak isteyen Türk lideri için önemli kazanımlar sağladı.

1. resim
12.08.2022

Ukrayna limanından tahıl yüklü gemiler hareket ediyor. Aylardır ülkeyi terk eden ilk sevkiyat, Rusya ile Ukrayna arasında Türkiye ve Birleşmiş Milletler'in aracılık ettiği yakın tarihli bir anlaşmayla mümkün oldu.

Afrika ve Orta Doğu'daki insanlar için bu anlaşma, şiddetli gıda kıtlığının yakında azalacağına dair bir umut ışığı sunuyor. Bu, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için bir diplomatik zafer.

Büyüyen siyasi muhalefet, mülteci sorunu, değeri düşen para birimi ve kötüleşen bir ekonomi dahil olmak üzere çok sayıda iç zorluklarla karşı karşıya kalan Erdoğan, görünüşe göre gelecek yıl yapılacak seçimlerden önce dış politika başarılarını göz önünde tutmak istiyor.

Erdoğan, on yıllık gergin ilişkilerden sonra Körfez monarşileriyle ilişkilerini onarma konusunda da ilerleme kaydediyor. Ve tahıl anlaşmasının hayatta kalması garanti olmasa da, Erdoğan Türkiye'nin bölgesel bir güç olarak konumunu şimdiden sağlamlaştırdı.

Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Devlet Başkanı Ebrahim Raisi ile yaptığı son üçlü görüşmede, Türkiye'nin Suriye'ye yönelik operasyonuna destek alamadı. Ancak, NATO ile Rusya arasındaki gerilimin bu kadar yüksek olduğu bir zamanda Putin ile bir araya gelmesi, dünya meselelerindeki benzersiz konumunu ortaya koydu.

Erdoğan'ın diplomatik başarısı, görünüşte düşmanca ilişkiler içinde işbirliği için alan bulma yeteneğini ortaya koyuyor. Örneğin; Rusya ve Türkiye, Suriye, Libya ve dolaylı olarak Dağlık Karabağ'daki çatışmalarda karşıt tarafları desteklemiş olsalar bile makul derecede etkili bir diyalog sürdürdüler. Hatta, Türkiye Ukrayna ve Rusya ile tahıl anlaşmasını müzakere ederken, Ukrayna kuvvetleri Rusya'ya karşı Türk insansız hava araçlarını kullanıyordu.

Erdoğan'ın jeostratejik bir ip üzerinde yürüme tercihi, Türkiye'nin müttefikleri, ortakları ve komşuları tarafından her zaman hoş karşılanmadı. Batı, Putin ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping gibi Erdoğan'ı da çoğu konuda kınıyor ve Türkiye'nin NATO ortaklarına karşı stratejik belirsizliğinden şikayet ediyor.

2020'de Türkiye'nin Rusya'nın S-400 hava savunma sistemini satın alması ABD ile Türkiye ilişkilerini rayından çıkardı ve Doğu Akdeniz'deki gerilimler Avrupa Birliği'ni tedirgin etti.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, bu gerilimleri ve daha geniş anlamda Türkiye ile ilişkileri Avrupa'nın karşı karşıya olduğu en büyük zorluklardan biri olarak nitelendirdi.

Diğer yandan, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini “kabul edilemez” olarak nitelendirmesine rağmen Erdoğan, Batı yaptırımlarına katılmayı reddetti. Erdoğan ayrıca Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya katılma hedeflerini defalarca engellemekle tehdit etti ve Batı'da bazılarının Türkiye'nin gerçekten NATO'ya ait olup olmadığını sorgulamasına yol açtı.

Batı'nın Türkiye ile ilişkileri güçlendirme seçenekleri sınırlı. Türkiye'nin AB üyelik hedefi artık uygulanabilir görünmüyor. Fakat bununla birlikte, Batı Türkiye'ye sırtını dönmeye hazır değil.

ABD Başkanı Joe Biden, Erdoğan'a düzinelerce F-16 savaş uçağı satma sözü verdi ve Avrupa Komisyonu, Türkiye'nin, mülteci meselesi gibi başlıklarda kritik rolünü kabul ediyor.

Ancak Erdoğan'ın bu ustaca oyunu Türkiye için hikayenin sadece bir parçası.

Türkiye'nin yeni keşfedilen stratejik önemi, mevcut jeopolitik eğilimlerin ve yeni diplomatik yaklaşımların da göstergesidir. Erdoğan'ın pragmatik oyunculuğu Türkiye'nin müttefiklerini sarsabilir, ancak pragmatizm, yaratıcı düşünceyle birlikte mevcut uluslararası ortamda önemli bir işbirliğini mümkün kılmak için elzem olacaktır.

Batı, kurallara dayalı düzenin erozyonunu durdurmaya çalışırken; Erdoğan, ders almaya değer bir örnek olabilir.

DC Diplomatic Courier Think Tank'de yayımlanan analiz gdh.digital tarafından çevrilmiştir.