gdh'de ara...

Mahkeme koridorlarında Pakistan siyaseti

Imran Khan’ın Nisan ayında gensoru marifetiyle iktidardan düşürülmesiyle neticelenen süreçte yüksek mahkeme salonlarına taşınmıştı. Ülke, içinden geçtiği siyasi ve ekonomik krizle birlikte, iktidar ve muhalefetin karşılıklık hamleleri nedeniyle mahkeme salonlarında kalmaya devam ediyor.

1. resim
09.08.2022

Pakistan siyaseti, Imran Khan’ın Nisan ayında gensoru marifetiyle iktidardan düşürülmesiyle neticelenen süreçte yüksek mahkeme salonlarına taşınmıştı. Ülke, içinden geçtiği siyasi ve ekonomik krizle birlikte, iktidar ve muhalefetin karşılıklık hamleleri nedeniyle mahkeme salonlarında kalmaya devam ediyor. Bunun neticesindeyse siyasi partilerin hareket alanı oldukça daralmış durumda. Sonuçta partiler birbirleriyle yasal siyasi zeminde mücadele etmek yerine Anayasa Mahkemesinden, yerel mahkemelerden yada kararları bağlayıcı olan Yüksek Seçim Kurulu gibi kurumlardan rakiplerini engelleyici kararlar çıkartmaya çalışıyor. Bu durumsa herhangi olumlu bir gelişmeye sebebiyet vermediği gibi ülkenin içinde bulunduğu kaos ortamını daha da derinleştirerek başta ekonomi olmak üzere bir çok farklı ve derin krize de sebebiyet veriyor.

Pakistan siyasetinin mahkeme kararlarıyla şekillendirilmesi ülke tarihinde birçok örneği görülen bir durum. Bunun yakın dönemdeki son örneklerinden biriyse Navaz Şerif’in 2016 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından görevden alınması. O dönemde Panama belgeleri adıyla bilinen skandalda ismi geçen Navaz Şerif, Pakistan Anayasa Mahkemesinde aleyhine açılan davanın ardından mahkeme kararıyla görevinden alınmıştı. Bir süre cezaevinde de kalan Navaz Şerif daha sonra sağlık gerekçesiyle tahliye edildikten sonra İngiltere’ye kaçmıştı. O dönemden bu tarafa mahkeme koridorlarında mücadele yerine kendi mecrasında ilerleyen Pakistan siyasetiyse  Ağustos 2018’den Nisan 2022’ye kadar Başbakanlık görevini yürüten ve ülke tarihinde bu görevden gensoruyla düşürülmüş tek isim olan Imran Khan’ın azil süreciyle başlayan dönemde yeniden pusulasını kaybetti. 

Pakistan siyasetinin pusulasını kaybetmesiyse şu şekilde başladı. O dönemki Pakistan muhalefeti Imran Khan’ın Başbakanlık görevini yürüttüğü koalisyon hükümetini devirmek için bir araya gelerek Pakistan Demokratik Hareketi (PDM) adıyla bir araya geldi.*  

Aynı dönemde Imran Khan’ın partisi PTI’dan 20’den fazla milletvekili PDM tarafından çeşitli vaatlerle partilerinden istifa ettirildi. PTI bu istifaları Anayasa Mahkemesi’ne taşıyarak bu isimlerin vekilliklerinin de iptal edilmesi gerektiği yönünde bir karar çıkarttırmaya çalışsa da Mahkeme PTI’nın bu talebini kabul etmedi. Aslında bu kararla birlikte Imran Khan’ın Pakistan Meclisinde gensoruyla düşürülmesinin önünde de hiç bir engel kalmamış oldu. Gensoru sürecini Pakistan Meclisini fesh ederek ve erken seçim kararı alarak durdurmak isteyen Imran Khan’ın yaptığı hamleler de, bu kararların Pakistan Anayasa Mahkemesi’ne taşınmasıyla sonuçsuz kaldı. Mahkeme aldığı kararlarla fesih ve seçim kararlarının kanunsuz olduğuna hükmederek aslında dolaylı da olsa Meclis çoğunluğunu zaten kaybetmiş olan Imran Khan’ı dolaylı da olsa görevden almış oldu.

Yukarıda özetlediğim olaylar ve kararlar eyalet sistemiyle yönetilen Pakistan’da Federal Meclis ve Başbakanlık için verilen kavgalardan belli başlı örnek olaylardı. Yaşanan bu politik kavgalarsa Imran Khan’ın görevden alınmasının ardından bu kez Penjab Eyalet Başbakanlığı için yaşandı. Penjab, Pakistan’ın en büyük ve en zengin eyaleti. Haliyle Penjab’ı yöneten aslında Pakistan’ı da yönetmiş oluyor. Bir başka deyişle Pakistan’ın gerçekten yönetebilmek için sadece başkent Islamabad’ı değil, Penjab’ın yönetimini de elinizde bulundurmanız gerekiyor.

Imran Khan’ı başkentte mağlup edip görevden azleden muhalefet bu başarının hemen ardından Penjab Eyaletinde de yönetimi devirmek için aynı metotlarla hemen harekete geçti. Yine Imran Khan’ın bölgedeki vekilllerinden yine 20 kişi çeşitli vaatlerle istifa ettirildi. Akabinde Eyalet Meclisinde yapılan seçimle, Imran Khan’dan sonra Federal Başbakan koltuğuna oturan Şahbaz Şerif’in oğlu Hamza Şerif Penjab Eyalet Başbakanı seçildi. 

Şahbaz Şerif kimdir?
Şahbaz Şerif kimdir?

Ancak işler bu kez PDM’nin istediği gibi gitmedi. Imran ve partisi PTI, istifa eden 20 vekilin durumunu Lahore Yüksek Mahkemesine taşıyarak yine bu isimlerin vekilliklerinin düşürülmesi gerektiğini söyledi. Uzun bir bekleyişin ardından kararını açıklayan mahkeme bu 20 ismin vekilliklerini de iptal ederek boşalan koltuklar için bu vekillerin seçildiği seçim bölgelerini kapsayan bir ara seçime gidilmesi yönünde karar aldı. Seçim kararı hızlıca uygulanırken, ara seçimi PTI kazandı ve Penjab Eyalet Meclisinde çoğunluğu elde etmiş oldu. Bu kez yasa ve yönetmelikleri eğip bükerek süreçleri engelleme sırasıysa PDM’ye geçmişti. PTI’nın Penjab için koalisyon kurduğu Pervaz Elahi ve 10 vekil bir diğer parti olan PMLN-Q üyesiydiler. Ancak PMLN-Q’nun parti lideri PDM’den yana tavır almıştı. Penjab Eyaletinde azınlığa düşen PDM ise seçin günü bu ayrılığı seçimi Imran ve müttefiklerinin kazanmasını engellemek için kullandı. 

Meclis’te yapılan seçimle Pervaz Elahi, PTI ve 10 vekilin oyuyla Penjab Eyalet Başbakanı seçildi. Ancak oturumu yöneten Meclis Başkanvekili, Pakistan Anayasasına ve Yüksek Mahkemenin eski tarihli bir kararına atıfta bulunarak PMLN-Q mensubu vekillerin parti liderinin kararına rağmen aksi yönde oy kullanamayacağını belirterek 10 vekilin oyunu geçersiz sayarak seçimi Hamza Şerif’in kazandığını açıkladı. PTI Bu kararı ertesi gün Anayasa Mahkemesine götürünce siyaset bir daha mahkeme koridorlarına taşınmış oldu. Mahkeme, Penjab Meclis Başkanvekilinin kararını hukuksuz ilan ederek Pervaz Elahi’nin Eyalet Başbakanlığını ilan etti. Tüm bu süreçler esnasında Lahore Yüksek Mahkemesi ve Pakistan Anayasa Mahkemesi (ülkedeki en üst yargı makamı) aldıkları farklı kararlarla hem PDM hem PTI lehine alan açan bir görüntü verdiler. Bu husus henüz Pakistan içerisinde konuşuluyor olmasa da odanın içindeki fil misali herkesin bildiği ama inkar etmeyi seçtiği bir gerçeklik olarak duruyor.,

Penjab Eyaletini kaybeden PDM koalisyonu ve Başbakan Şahbaz Şerif’in ilk hamlesiyse Pakistan Seçim Komisyonuna bir çağrı yaparak, Imran Khan ve partisi PTI aleyhine “Dış kaynaklı fonlar kullanarak elde edilen maddi kazancın Pakistan seçimlerinde kullanılması” suçlamasıyla Komisyon nezdinde açılmış olan davanın hızlıca görülmesini talep ettiklerini beyan etti. Bu dava uzun yıllar önce açılmış olmasına ve sürüncemede bırakılmış olmasına rağmen Komisyon, Penjab Eyalet seçimi ve Şahbaz Şerif’in çağrısının ardından bir kaç gün içerisinde davayı karara bağlayarak Imran Khan’ın partisi PTI’nın yabancı fonlar kullandığına hükmetti. Pakistan yasalarına göre bir siyasi partinin yabancı fon kullanması ağır bir suç teşkil ediyor. Imran Khan ve PTI bu fonların yurtdışında yaşayan Pakistan vatandaşları tarafından gönderildiğini söyleyerek ortada bir suç olmadığını iddia ediyor. PDM ve Başbakan Şahbaz Şerif ise kanunlar kapsamında PTI’ya sağlanan yabancı fonlara el konularak, aynı zamanda PTI’nın seçimlere katılmasının da engellenmesini istiyor. Ancak bu talepler ve verilen görüntü, anketlerde önde gözüken ve herhangi bir engelle karşılamazsa yapılacak ilk seçimde tek başına iktidar olması beklenen Imran Khan’ı engelleme çabasından başka bir şey olarak gözükmüyor.

Sonuç olarak Pakistan siyasetinin Imran Khan’ın devrilme sürecinde rasyonel zeminini kaybettiği artık herkesin kabul ettiği bir gerçek. Bu sürecin Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlamasıyla denk gelmesiyse Pakistan’ın içinde geçtiği siyasi ve ekonomik türbülansı gerçek bir krize dönüştürmüş durumda. Bu kriz ortamıysa hem iktidarın hem muhalefetin halka dokunan siyaset yapmak yerine birbirlerine engel çıkaracak şekilde rekabetlerini mahkeme koridorlarına taşınmasıyla neticelenen bir fasit daire doğurmuş durumda. Hem ekonomik kriz, hem terörizm hem de Afganistan kaynaklı sorunlarla boğuşan Pakistan’ınsa bu durumu artık daha fazla taşımayacağı tüm tarafların mutabık olduğu belki de tek konu.

*Bu konunun detaylarını daha önce yazdığım şu iki  yazıdan okuyabilirsiniz: